ÜCRETSİZ DENEME SEANSI randevusu için lütfen arayınız:
İstanbul-Bakırköy: 0212 561 23 22
Samsun-Atakum: 0362 438 02 20 / 0552 205 02 20
Samsun-Atakent: 0362 503 20 50 / 0501 320 20 50
Epilasyon Cihazı Özellikleri
1. %85 Bitirme Garantisi
Müşterilerilerimizin %85'i gibi yüksek bir oranda bitirme başarısına sahibiz.
2. Buz Başlık:
Buz başlık sayesinde, aşina olduğunuz sancılı işlem %90 daha az sancılı gerçekleşir.
Neredeyse acıyı hissetmeyeceksiniz.
3. Ütüleme Teknolojisi:
Ütüleme teknolojisi ışın atışlarının seri ve hızlı olması anlamına gelir. Alışık olduğunuz
yavaşlıktan kurtulacaksınız ve seansınız kısa sürede bitecektir.
4. Tüy ve Deri Yapısına Göre Ayarlanabilme:
Sizin tüy ve deri yapınıza göre cihazın atış şiddeti ayarlanabilir. Bu özellik, kalıcı deri
yanıkları ve hormon salınımı tepkilerini (anormal aşırı tüy çıkışı) engeller.
5. 4 Mevsim Epilasyon Konforu:
Cihazımızın her mevsime uygun donanımı sayesinde epilasyon konforunuzu ara vermeden yaşayın.
Not: Sonuçlarını görebilmeniz için DENEME seansları ücretsizdir.
Uzun, yoğun, hacimli ve kıvrık kirpikler birçok kadının rüyalarını süslüyor. Bunun için kirpik
serumları, aktardan alınan doğal yağlarla yapılan karışımlar, çeşit çeşit rimel deniyor; yine de
istediğiniz sonuca ulaşamıyorsanız; ipek kirpik yöntemi sizin için uygun olabilir.
İpek kirpikle istediğiniz uzunlukta, yoğunlukta ve hatta modelde kirpiklere sahip olabiliyorsunuz.
Örneğin dış kirpiklerin daha uzun olduğu kanat modeli, ülkemizde en çok tercih edilen model.
Peki neredeyse her köşe başında uygulanan ipek kirpik yöntemi nedir?
İpek kirpik uygulaması, hayvan kıllarından ya da sentetik maddelerden elde edilen tekli yumuşak
kirpiklerin özel bir yapıştırıcıyla tek tek kişinin kirpiğinin dibinden yapıştırılması aslında.
Böylece kirpik sayısı neredeyse iki katına çıkıyor, bu eklemeler uzun ve kıvrık olduğu için de
bakışlarınız değişiyor. Uygulamanın süresi ise yaklaşık 1 saat.
"Ee çok iyiymiş" diyorsanız, şimdi bir de diğer yönden bakalım.
Bu eklemelerin maalesef ömrü 1 ay ile 3 ay arasında değişiyor. Her ay gidip düzeltme,
ekletme yaparsanız süre azıcık daha uzuyor ama maalesef 3 ayı pek geçemiyor. Kirpik gibi
bir ortamda fazla uzun kalamayan bu eklemeler her fırsatta kirpiğinizden ayrılıyor ve
sonunda yine kendi kirpiklerinizle baş başa kalıyorsunuz.
Ayrıca küçük (!) yasakları da göz önünde bulundurmalısınız. İpek kirpik taktırdığınızda rimeliniz,
eyelinerınız, kirpik kıvırıcınız ve göz kaleminizle vedalaşmanız gerek. Yağlı göz makyaj temizleyicileri,
ovalayarak makyaj çıkarma, göz kremi, sıcak duş ve sauna da ipek kirpiklerin yapıştırıcısını gevşeten ve
dökülmelerine neden olabilen durumlar. Ayırca gözyaşının zarar verme ihtimali nedeniyle ağlamak da
tavsiye edilmiyor.
"Eeeh, o neymiş ya öyle" demeden bir daha düşünün. Fazla makyaj yapılmayan yaz ayları için,
her sabah makyaj yapmaya fırsat bulamayan ancak makyajlı görünmek isteyenler için ve nişan-düğün
gibi özel dönemler için ideal olan kirpik; doğru ellerde yapılırsa bağımlılık yapacak kadar harika
bir sonuç çıkarıyor.
İpek kirpik kendi kirpiğinizi döker mi?
İpek kirpikle ilgili en yaygın inanış kişinin kendi kirpiklerini de döktüğü yönünde. Uzmanlara göre
yapışkan eridiğinde ipek kirpik düşüyor, ancak kendi kirpikleriniz yapışkanlı değil; yani döküldüklerinde
eskisi gibi oluyor. Ancak uzman olmayan kişiler tarafından yapılırsa, çok ovuşturur ya da takma kirpikleri
elinizle çekiştirirseniz kendi kirpiklerinizin de dökülme ihtimali var.
Yaptırmaya karar verdiğinizde unutmamanız gerekenler:
Yoğun çalışma ortamında çeşitli sebeplerle yıpranan el ve ayakların bakımı hem estetik açıdan hem de sağlık
açısından önem kazanır. Kışın dar ve kapalı ayakkabılarla sıkıştırılan ayaklarda, şekil bozukluğu, topuklarda
kalınlaşma, nasır, topuk çatlamaları, tırnak mantarı ve hayatı çekilmez hale getiren tırnak batmaları çok sık
karşılaşılan sağlık sorunlarındandır.
Medikal Estetik Uzmanı Dr. Songül Özcan, medikal olarak yapılan el ve ayak bakımını anlattı.
El ve ayaklar oluşan bu problemlerden medikal bakım ile kurtulunabileceği gibi olumsuzluklar
da ortaya çıkmadan önlenebilinir.
Medikal el ve ayak bakımı; tırnak batması, nasır, mantar, topuk kalınlaşması gibi sağlık
problemleri eğitimli uzman tarafından steril özel aletler kullanılarak çözüm üreten bir yöntemdir.
Ellerin içinde oluşan nasırlar, tırnakların doğru kesilmesi, tırnak kenarında bulunan fazla dokuların zarar
görmeden temizlenmesi işlemleri hijyen ortamda uzman tarafından yapılarak hem estetik hem de sağlıklı bir sonuç alınır.
Ayaklarda su kullanılmadan yapılan bu işlemlerde, özellikle tırnak batmasında, cerrahi yöntem kullanmadan tırnağın
kendi yatağında uzaması sağlanır. Düzenli yapılan bakımlarda tırnak doğru kesilerek tırnağın yeniden batması engellenir.
Özellikle erkeklerde sık görülen tırnak batması, nereye başvurulacağının bilinmemesinden ötürü ciddi ağrılara ve
sağlık sorunlarına sebebiyet verir. Cerrahi yönteme başvurmadan önce medikal ayak bakımı ile hastalar sağlığına kavuşur.
Topuklarda ve tırnaklarda kalınlaşma, nasır gibi problemlerde düzenli olarak yapılan medikal bakımlar,
bu rahatsızlıkların çözümünün ve tekrarlanmamalarının en güvenli yöntemlerinden biridir.
Bu iş için özel eğitim almış uzmanlar tarafından yapılan bu uygulama ile tüm yükümüzü taşıyan el ve ayaklarımıza iyi bakalım.
Cilt bakımı her insanın yapması gereken bir bakımdır. Hem estetik hem de özellikle sağlık açısından çok önemlidir.
Cilt temizliğine önem vermek cildimizin ileri yaşlarda kırışmasını önemli ölçüde azaltacaktır.
Çünkü cildimizi olumsuz etkileyen birçok faktör vardır. Bunların başında makyaj, stres, sigara ultraviyole ışınları,
dengesiz beslenme ve hava değişimleri gelmektedir. Tüm bu etkenler yaşımız genç olsa bile yüzümüzün solgun
görünmesine neden olur.
Sağlıklı cilt parlak ve canlı olur. Bu yüzden 20’li yaşlardan itibaren herkesin cildini temizlemesi ve gerekli
bakımı yapması gerekir. Her insanın cildi aynı değildir. Bu yüzden ilk önce cilt analizi yaptırarak cilt
tipinizi öğrenip ona göre uygun bir temizleme ürünleri almanız gerekir. Böylelikle cildinizin kuru, yağlı,
ya da hassas olduğunu öğrenip bu şekilde doğru ürün kullanabilirsiniz. Uygun temizleme ürünlerini alıp her gün
evde kendiniz yapabilirsiniz. Bunun dışında tam bir cilt bakımı için ayda bir kere cilt bakım merkezine gidip
genel bakım yaptırabilirsiniz. Bu bakım yaklaşık 2 saat sürmekte olup sırasıyla temizleme, tonik, peeling, buhar,
maske, nemlendirme işlemleri uygulanır.
Masaj, tıpta, sinir ve kas sistemleri ile kan dolaşımının işlevlerini düzeltmek amacıyla belirli bir sistem
ve bilimsel ilkeye dayanarak vücut dokularına el ya da özel araçlarla uygulanan işlemdir.
Masajı ilk kez Çinliler günümüzden 3 bin yıl önce uyguladı. Daha sonra Eski Yunan hekim Hippokrates burkulma
ve çıkıkların tedavisinde ve kabızlıkta masaj yapmayı denedi. 19. yüzyılın başında Stockholmlü hekim Per
Henrik Ling eklem ve kaslardaki rahatsızlıklarda uygulanabilecek bir masaj yöntemi önerdi. Ling'in etkisiyle
Avrupa da masaja rağbet artmış ve İsveç masaj tekniği Avrupa çapında yayılmıştır. Ling, tıbbi jimnastik ve
masaja büyük önem vermiş; hareketleri pasif ya da jimnastik hareketler, basınç, ovma, titretme, vurma ve
döndürme olarak sınıflandırmıştır. Daha sonra bu yöntem artrit sonucunda oluşan biçim bozuklarının tedavisinde
ve felçli hastalarda kasların yeniden çalıştırılması amacıyla kullanılmaya başlandı.
Masaj ağrıyı dindirmek, belirli bir bölgedeki şişliği azaltmak, kasları gevşetmek, yaralanma sonucunda
ortaya çıkan gerilme ve burkulmalarda iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla uygulanır. Genel inanışın aksine,
masaj kas gücünün azalmasına engel olmaz ya da yağ birikimlerinin ortadan kalkmasını sağlamaz.
Masaj uygulaması fizyolojik esaslara dayanır, örneğin bir alana yapılan masaj, alttaki iç organlardan gelen
ağrıyı azaltır ya da ortadan kaldırır. Masajın deri damarlarında neden olduğu değişiklikler alttaki dolaşımın
durumunu da değiştirir. Birikmiş sıvıların emilimini kolaylaştırmak için de masajdan yararlanılabilir. Kaslara
yapılan masaj bir çalışmadan önce uygulanırsa, daha fazla kan hücumunu sağlayarak ve kasları hafifçe ısıtarak
onları ekinliğe hazırlar ve kolaylaştırır.
Amacıyla uygulanan masajda üç tür el hareketi vardır: Kasları gevşeten, küçük yüzeysel damarlardaki
dolaşımı ve kalbe giden kan miktarını artıran hafif ya da sert darbeler; örselenmiş doku, kas ve lifleri
gererek hareket etmeyi kolaylaştıran yoğurma, sıkıştırma, sürtünme ve bastırma hareketleri; dolaşımı düzeltmek
amacıyla ellerin kenarıyla deriye art arda vurulan darbeler.
Kalıcı makyaja ilk olarak kaş makyajı ile başlamak istiyoruz. Kaşları şekilsiz, dağınık veya az olan
kişilerin tercih ettiği ya da kaşları çok hızlı uzayanların kalıcı çözüm istemesi üzerine yapılan bir
uygulamadır. İlk olarak ten rengi ve saç rengine uygun olan pigment belirlenir. Bu şekilde en doğal
görüntü sağlanır. Uygun olan pigment uygulama iğnesi veya kalemi olarak adlandırılan cihaza alındıktan
sonra işlem başlar. Kaşların çıkış önünden başlanarak son uzama noktasına kadar düzgün bir biçimde
uygulanır. Kaş bitimine dek bu uygulama devam eder. Her iki kaş da birbirine eşit olduğunda işlem
iki hafta sonra yapılacak olan son uygulamaya kadar bitmiş sayılır. İki hafta sonra bu uygulamanın
yeniden tekrar edilmesinin sebebi hem renk tonunun uyup uymadığını kontrol etmek hem de olası bir
renk açılması varsa rengin üstünden yeniden giderek kalıcılığını sabitlemektir. Kalıcı kaş makyajı
da tıpkı diğer kalıcı makyajlar gibi sonsuza dek kalmaz. Yapılan uygulamanın kalitesine göre üç,
altı veya dokuz ay sonra yavaş yavaş silinmeye veya rengi açılmaya başlar. Kalıcı makyajın uzun
süre dayanması için makyaj yapan güzellik salonu tarafından bir balm verilir ve bu balm 2 hafta
kadar kaşlara ince bir şekilde uygulanır.
Dudaklara uygulanan kalıcı makyaj, kaş ve eyeliner makyajından farklı olarak daha fazla renk
seçeneğine sahiptir. Dudağın doğal tonlarına yaklaşılmak istense de isteğe göre senenin trend olan
ruj renklerine uygun olarak da gül kurusundan mora kadar pek çok farklı renk seçeneği uygulanabilir.
Genellikle tercih edilen renkler ise gülkurusu, pembe alt tonlu nude renkler ve kırmızı. Dudak
çizgisinden başlanarak dudak iç kısımlarına kadar devam eden bu makyaj uygulaması aynı zamanda
dudağa dolgunluk da kazandırmaktadır.
Tıpkı kaş makyajı gibi kalıcı eyeliner uygulaması da yapılır. Kalıcı makyaj uygulamalarında
eyeliner makyajı çok daha dikkat ve özen isteyen bir işlemdir. Tam kirpik dibinden istenilen
incelikte ve uzunlukta eyeliner uygulaması yapılır. Kalıcı eyeliner makyajında istediğiniz her
renk uygulanabilmektedir. Genellikle siyah renk tercih edilse de kahverengi ve lacivert eyeliner
da tercih edilen diğer renkler arasındadır. Kalıcı eyeliner makyajı, makyaja yeni başlayan ve eyeliner
sürmekte zorluk çeken kişiler için de oldukça pratiktir.
Yüzünüzü şımartıyor ama cildinizin diğer kısımlarını ihmal mi ediyorsunuz? Dermatologlar, pürüzsüz ve
sağlıklı bir vücut derisinin de eşit ölçüde bakım istediğini söylüyorlar. Cildin gereksindiği bakımı
göstermemek, erken yaşlanma belirtileriyle ya da daha kötüsü, cilt kanseriyle sonuçlanabilir. New York’ta
yaşayan dermatolog Francesca Fusco, Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir araştırmaya dikkat çekerek genç
kadınlarda melanoma tümörünün en sık geliştiği bölgenin gövde olduğunu söylüyor. Güneş ışınlarından korunmayan
cilt, ilerleyen yıllarda da hassaslığından bir şey kaybetmiyor.
Bu rehberle boynunuzdan topuğunuza kadar tüm cildinizi koruyup şımartabileceksiniz!
Boyun ve Göğüs
Fusco, “Boyun ve göğüs bölgesindeki cilt hassastır, bu yüzden yüzünüze gösterdiğiniz gibi özenli ama aktif içerikleri
daha az olan bir bakım ister,” diyor. İçeriklerin cildinize nüfuz etmesi için haftada bir kez minik tanecikli bir peeling’i
yüzünüze uygulayın. Fusco, ciltteki kolajen ve elastin’i güçlendirmek için, gün aşırı retinol (A vitamini) ve her gün peptid
(ürün etiketi üzerinde oligopeptides, pentapeptides or tetrapeptides ibaresi olmasına dikkat edin) ya da krem formunda
antioksidan C vitamini uygulamanızı öneriyor. “30 faktörlü güneş kremi ise olmazsa olmaz,” diyor Fusco. Çiller dekoltenizin
görünümünü bozuyorsa, kojik asit gibi, az miktarda renk açıcı madde içeren bir nemlendiriciyi günde iki kez uygulayarak
lekeleri yumuşatabilirsiniz.
El ve Kollar
El ve kollarınızı sık yıkamadan ve sabun ve deterjandan korumazsanız, kurur, rengini kaybeder ve sarkar, dolayısıyla da
vaktinden önce yaşlı görünmenize neden olur. Beverly Hills’te yaşayan dermatolog Ilya Reyter, kuruluğu engellemek için
vazelin gibi bir nemlendiriciyi bol miktarda kullanmanızı öneriyor. Reyter, “Vazelin, tıpkı streç film gibi vücudunuzda
hali hazırda var olan nemi hapsedip su kaybını önler,” diyor. Gece yumuşak ve pürüzsüz ellere sahip olmak için önerdiği
ipucu ise şu: Ellerinizi 10 dakika suda bekletin, sonra da vazelin sürüp pamuklu eldivenler giyin.
Keratoz denen, kolun arkasında oluşan yumrular, biraz daha zorlayıcı bir problem olabilir. “Bunlar, gözeneklerin içerisinde
küçük ama sert yumrulara dönüşüp iltihaplanan ölü deri hücreleridir,” diyor Fusco. “Kese yaparak bu yumrulardan kurtulamazsınız
ama eczanelerden alabileceğiniz, yüzde 10 oranında üre ya da amonyum laktat içeren bir nemlendiriciyi cildiniz nemliyken
uygularsanız işe yarayabilir.”
Gövde
Gövdenizi duş jeliyle yıkadıktan sonra uygulayacağınız karite yağı içeren bir nemlendirici ya da vücut yağıyla bu
bölgedeki cildinizin pürüzsüzlüğünü koruyabilirsiniz. Omuz ve kalçalarınızda sivilce çıkıyorsa Fusco, duş jelinize
yüzde iki oranında salisik asit katıp duş alırken lifinize damlattığınız karışımı bu bölgelere uygulamanızı öneriyor.
“Hafif renk veren benzoil peroksid ile aynı anda lekeleri hem gizleyip hem de iyileştirebilirsiniz. Bu tür bir sivilce
ya da folikülite, stafilokok bakterisine yol açabilir ama bunları kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız,”
diyor Reyter. “Böylesi bir durumda, haftada iki kez OTC kloreksidin ile yıkanmak gerçekten işe yarayabilir.”
Bacak ve Ayaklar
Haftada iki kez peeling ya da kese uygulayarak ayak ve bacaklarınızın pürüzsüzlüğünü koruyabilirsiniz ama sonrasında
nemlendirmeyi asla unutmayın. Reyter, “Cildin üst katmanı nemi tutar ve nemlendiriciyi ihmal ederseniz nem kaybolur,” diyor.
İçerenler listesinde gliserinin üst sıralarda olduğu bir nemlendiriciyle bacaklarınızı ovmanızı öneriyor Reyter. Bu tür bir
nemlendirici, havadan nem alma özelliğine sahip. Bacakların arka kısımları, melanoma oluşumuna yatkın bir bölge, bu yüzden
bu bölgelere de güneş koruyucu uygulamayı ihmal etmeyin. Sandalet giyiyorsanız, nem kolaylıkla buharlaşacağı için ayaklarınız
kuruyabilir. Vazelin, simetikon ya da mineral yağ içeren bir nemlendiriciyle ayaklarınızı pürüzleştirin – bu içeriklerin
hepsi de nemin kaybolmasını engelleyen bir yapıya sahiptir – ve haftada iki gece çorap giyip yatın.
Diz, Topuk ve Dirsekler
Bu kuru bölgelerin özel bakım istemediği zaman var mı? Ekstra pürüzsüzlük için, yüzde 20 oranında üre, amonyum laktat ya da
glikolik asit içeren bir ürünü topuk, diz ve dirseklerinize uygulayıp 10 dakika bekleyip durulayın ve bunu da haftada bir
kez uygulayın. Topuklarınızda nasır oluşuyorsa, tolfatnat içeren bir sprey ya da pudra kullanın. “Böylelikle minik
yarıklarda yuva yapan ve iyileşmesi zor olan mantardan kurtulabilirsiniz.”
Cihaz, düşük sıcaklıkta vakum masajı kullanarak yağ hücrelerinin özel bir el aparatı ile emilmesini sağlamaktadır.
Böylece yağ hücreleri normal vücut sıcaklığından izole edilmektedir. Doku önce 45 dereceye kadar ısıtılıp sonra hızlı
bir şekilde -5 dereceye kadar soğutulmaktadır. Bu durumda yaklaşık bir saat beklenirken, yağ depolarının apopitozis
(programlanmış hücre ölümü) sürecine girmelerine sebep olmakta ve yağ hücre fonksiyonların küçülüp geri dönüşümsüz kaybına
yol açmaktadır.
İşlem yapılan bölge, uygulanan sıcaklıktaki ani düşüşe bağlı olarak aynı zamanda da sıkıştırılmaktadır ve en önemlisi,
kozmetik tedavide daha önce hiç görülmemiş, sadece cerrahi müdahele ile elde edilebilen çok uzun züre etkili sonuçlar
elde edilebilmektedir.
Bu iki etki, yerleşmiş yap dokularına selektif bir şekilde nüfuz edilmesine izin vermektedir ve bir yada iki seans
içerisinde yerleşmiş yağ dokusunda kalıcı bir azalma sağlamaktadır. Tüm bu işlemler rahat ve güvenilir bir ortamda
gerçekleşmekte, birkaç hafta içerisinde, olağanüstü sonuçlar elde edilmekte, bir ay sonra ise mümkün olan en üst
seviyeye çıkmaktadır. Dokuların el aparatıyla emilebileceği gibi tüm vücut bölgelerine uygulanabilmektedir.
Son yılları kasıp kavuran kalın ve gür kaş modası, 2000’lerde kaşlarını incecik aldıran kadınların kabusu oldu.
Bunu durumu gören kozmetik markaları da, kadınlar kaşlarını diledikleri gibi şekillendirebilsinler diye muhteşem
kaş şekillendirme ürünleri ve renkli kaş ürünlerini ardı sıra piyasaya sürdüler. Mevcut kaş kozmetikleriyle artık
son derece doğal bir görünüm yaratmak mümkün olsa da her gün bu uğraşı sürdürmek istemeyen ve daha kalıcı çözümler
arayan kadınların tercihi ise microblading, yani deri altına yapılan; ve mikro kesilerle üç boyutlu bir kaş görünümü
sağlayan popüler bir teknik. Bu yazımızda microblading hakkında merak edilenleri sizler içinde derledik.
Microblading, halk arasında kıl tekniği adıyla da anılan microblading, cildin en üst tabakası olan epidermise atılan
mikro kesilere bitkisel pigmentasyon uygulanarak yapılan bir işlemdir. Tasarlanan kaş şekline ve kaştaki kılların
doğal akış yönüne göre yapılan uygulama sonucunda, işlem uygulanan bölgede 3 boyutlu kıl görüntüsü yakalanır.
Microblading acılı bir işlem midir? Hayır. Çünkü işlem uygulanmadan önce ilgili bölgeye anestezik kremler
uygulanır ve cilt iyice uyuşana kadar beklenir. Hatta ağrı eşiği yüksek kişiler, işlemi anestezik krem sürmeden de
yaptırabilirler.
Herhangi bir nedenle kaşları dökülen, kaş şeklinden memnun olmayan ya da mevcut ifadesini biraz daha belirginleştirmek
isteyen herkes bu işlemi uygulatabilir. Bilinen bir alerjiniz ya da aşırı cilt hassasiyetiniz varsa işlem öncesinde
doktorunuza danışmakta fayda var. Unutmadan belirtmek gerekir ki microblading, hamilelere veya hamilelik şüphesi
olanlara uygulanmayan bir işlem.
Microblading uygulamasının hemen ardından, kişi iş ve sosyal yaşamına devam edebilir. Bilinmesi gereken birkaç
nokta elbette var. Örneğin işlemin üzerinden 24 saat geçene dek bölgeyi su temasından korumalısınız. Ayrıca işlem
uygulanmasının ardından 3 gün boyunca, uygulama yapılan bölgeyi, vazelin ya da uzmanınızın önereceği bir krem ile
sürekli nemli tutmanız gerekiyor.
İşlemi takip eden ilk 5 – 7 günün sonunda naturel bir renk alan microblading, cildinizin yapısına ve maruz kaldığı
dış etkenlere göre cildinizde 2 yıla kadar kalabilen yarı kalıcı bir işlemdir.
Müşterilerimizin Facebook Yorumları